28 Kasım 2014 Cuma

Katı gıdaya geçiş


Oğlumun 6.ayında Bodrum'da olduğumuz için doktorumuz Alev Hanim'ın tavsiyesi ile Özel Ada Polikliniği'ne Dr.Uğur Gökler Bey'e gittik. Neden tavsiye ettiklerini muayene sırasında daha iyi anladım, çünkü Uğur Bey'de Alev Hanım gibi dikkatli ve detaylı bir muayeneden sonra ayrıntılı olarak o aya ait bebeğimizde gözlemlememiz gerekenleri, beslenme programını ve merak ettiğimiz birçok şeyi paylaştı. Katı gıdaya meyve ve haşlama sebze ile küçük miktarlarda başlamamız gerektiğini söyledi ve beğenmediği birşey olduğunda ısrarcı olmayıp, birkaç öğün atlayarak daha sonra tekrar denememizi tavsiye etti. 

Katı gıdaya geçiş ile ilgili, vereceğiniz diğer gıdaların da tatlı olması beklentisi oluşmaması için önce sebze vermenizden sonraki tavsiyem, bunu bir görev gibi değil, onun istediklerine cevap vermek gibi görmeniz. Yani siz birşey yerken bırakın o talep etsin. Hazırladığınız püreyi önce siz yerseniz, o da merak ederek denemek isteyecektir. Ayrıca yediğiniz meyveyi, sebze-meyve filesinin içine koyarak ikram ederseniz hem kaşınan dişlerini rahatlatır hem de farklı lezzetleri tatmasını sağlamış olursunuz. Volga'nın bizim yediklerimizi denemesine 6 ay öncesinde küçük küçük izin verdiğimiz için çok zorlanmadık. 

Buarada altını çizerek tavsiye edeceğim iki şey; bebeğinizi sadece mama sandalyesinde iken beslemeniz ve kesinlike herhangi birşey seyrettirerek yedirmemeniz. Doktorumuz 2 yaşdan önce televizyonu kesinlikle ve kesinlikle uygun görmediği için, özellikle ilk yıl yanındayken neredeyse hiç açmadığımız için bizim hiç seçeneğimiz olmadı. Ayrıca katı gıdaya geçtiğimizden beri ne kucakta ne de başka bir yerde Volga'ya yemek yedirdim. Yemeğe ilgisiz olduğunda ya da tadını beğenmediğinde, sadece birşeylerle oyalanmasına izin verdim.   

Maalesef yazıma başlamışım ama devamını getirmediğim için taslak olarak kalmış. Bu hali ile yayınlıyorum, devamı gelecek :)  




Veeee Uyku Eğitimi...


Volga artık 22 aylık oldu ve ben çok geç kalmış olduğumu düşünmüş olmakla birlikte nihayet uyku sorunumuzu çözdüm, yani sanırım :) Bu konuda harekete geçmeme, Hassas Anne Ece Kumkale sebep oldu diyebilirim. Herzamanki gibi, bütün içtenliği ve açıklayıcılığı ile çocuklarına verdiği uyku eğitimini anlattığı blogundaki yazıyı okuduktan sonra, aslında ben ertelediğim için oğlumun kaliteli uyku uyuyamadığını ve her ikimizin de boşu boşuna yorgun uyandığını farkettim. Her bebek bu süreci farklı yaşayabilir, ideali doğru uyku alışkanlığı ile hayata başlamaları ancak 22 aylık emerek uyumaya alışmış bir yavrunuz varsa umarım aşağıda anlattıklarım sizi de mutlu sona ulaştırır :)

Bebeğinizin kendine ait bir uyku ritüeli olması, siz olmadan da uykuya dalmaya alışacağı dönemi kolay aşmasını sağlıyor. Aynı saatte uyutma alışkanlığı, karanlık ve sessiz ortam, yumuşak bir müzik veya ninni ve sarıldığı birşey yani uyku arkadaşı Volga'nın bensiz uykuya geçişini kolaylaştıran şeyler oldu. Ben doğduğundan beri hep karanlıkta ve ninni ile uyutuyordum. Uykudan önce daha sakin ve sessiz aktviteler yaptırmak da kesinlikle önemli. Hep söylenenin aksine bizde uyku öncesi banyo yaptırmak uykuya geçişi kolaylaştırmadı, ama sizin için böyleyse aynen devam. Eğer yoksa bir uyku arkadaşı edinmesini sağlamak kendi kendine uykuya geçiş için kesinlikle çok faydalı oluyor. Ben birkaç aydan beri, bebekliğinden beri sevdiği zürafasını emzirme ve uykuya dalma ritüelimizin bir parçası haline getirmiştim. İlk başlarda benim kucağına verdiğim zürafasını, son zamanlarda uyutmak için odaya geçtiğimizde, kendisi gösterip istiyor ve emerken onu da kucaklayarak uykuya dalıyordu. Uykuya dalma sürecinden emmeyi çıkarttığımda bunlar kurtarıcı oldu. 

Alıştırma sürecinde ilk aşama, birkaç kere göğsümün ağrıdığını söyleyip bugün kucağımda uyu demek oldu. Çok uykusu geldiği zamanlara denk getirdiğim bu denemeler genelde itirazsız başarılı oldu. Net bir şekilde göğsümün acıdığını söylediğimde hiç ısrar etmedi kuzum. 

İkinci ve en önemli aşamaya uyuturken değil sıklıkla uyandığında kucağıma alıp uyuttuğum gece uykusu sırasında geçtik. Belimin çok ağrıdığını, kucağıma alamayacağımı söyledim ki gerçekten doğruydu. Yaklaşık 1 saatten fazla sürekli kucak istedi ve yatağa yatıp uyumayı reddetti. Bu sırada onu sürekli alıp, tekrar yatırdım. Bu sırada hep yumuşak bir sesle eğer yatağında uyursa parka gideceğimizden, oyun arkadaşlarından, aile fertlerinden bahsedip ağlamasını azaltmaya çalıştım. Zürafasının da uykusunun geldiğini söyleyip onu da yatırdım. Zaman zaman itti ama ona sarılıp yattığı da oldu. Ne yalan söyleyeyim kucağıma almayı çok düşündüm ağlamasına dayanamayıp ama içimden hep eğer vazgeçersem hiçbir zaman başarılı olamayacağımı ve sonrasında onu daha çok ağlatacağımı düşündüm ve kendimi onu avutmaya yönelttim. Yeterince ağladığında pes edeceğinizi düşündüğünde başarılı olmanız çok zor olacağından kararlılığınızı kaybetmemeniz ve ona hissettirmeniz çok önemli. İlk gecenin sonunda biraz sevdiği çizgi filmleri de seyrettirdim ve nihayet pes edip uyudu. Gecenin devamında hiç uyanmadı ve o gün geç uyandı.     

2.gün öğle uykusunda, iyice uykusunun gelmesini bekledim ve odaya götürüp, memeyi istediğinde artık göğsüm ağrıdığı için emziremeyeceğimi ve bugünlük kucağımda uyutacağımı söyledim. Kucağıma yatmayı reddetti ve yine ağladı ama oyun yapar gibi biraz hoplatıp, tekerleme gibi aynı kelimeleri tekrar ederek başını aşağıya doğru tutunca kendini bıraktı ve bu şekilde uyudu. Buarada bir gece önce söz verdiğim gibi parka götürdüm ve kendisi uyuduğu için parka geldiğimizi de sürekli tekrar ettim.

2. gün akşam yine ağlayarak itiraz etse de yatağına yatırdım. Uyursa yine parka gideceğimizi söyleyerek, o gün yaptıklarımızı anlatarak geçen ve yine çok az video seyrettirdiğim 45 dakikanın sonunda yatağında uyumuştu. Karşımızda küçük bir bebek olduğunu unutmadan, bazı noktalarda çok da katı olmadan yaklaşmak gerektiğini düşündüğüm için, videoyu izletirken bunun son kez olduğunu söyledim, çünkü zararlı başka bir uyku alışkanlığı oluşsun istemiyordum. Buarada da yüzüstü daha kolay uykuya daldığı için sırtını okşamam da hoşuna gitti ve uykuya dalmasını kolaylaştırdı. 

3.gün söz verdiğim gibi parka gittiğimiz için, dışarıda ve pusetinde uyuduğu öğle uykusundan sonra akşam ilk pes edişimizi yaşadık. Neredeyse 1 saat ağladı ve bir terslik olduğunu anlayınca kucağıma aldım. Uykuya dalmadan önce ipadle oyalandığı için çok az hareket etmişti ve gaz çıkartmamıştı. Kucağıma alıp salona götürdüm, babası kucağına aldı, dışarıyı seyrettirdi, yerde arabalarıyla oynarken de gazını çıkardı ve tekrar yatağına götürünce, uyku saatini 2 saat geçtiği için hemen uykuya daldı. 

4.gün öğle uykusu da dışarıda ve pusette geçti. Ve akşam uykusu saati geldiğinde mucize!!! Hiç itirazsız, ağlamadan, zürafasına sarılarak, ninnisini dinleyerek uykuya daldı :) Bu şekilde artık gece ve gündüz uykularının bölünmediğini, nadiren bölünse de yanına gidip sırtını okşayarak tekrar uyuttuğumu da söylemeliyim. 

Eskiden 1 saat civarı uyuduğu, saati belirsiz öğle uykusuna artık genelde aynı saatlerde yatırıyorum ve 2 saat civarında uyuyor. 22 ayın sonunda, hamileliğinde de gece uykuları sıklıkla bölünen biri olarak, hiç uyanmadan geçen gecenin sabahları nasıl uyandığımı tahmin edersiniz :) Darısı başınıza diyorum ve yavrunuza da kendinize de bu güzelliği tez vakitte yaşatmanızı diliyorum ;)                 

25 Kasım 2014 Salı

Bebeğim neden ağlıyor?


Volga'yı hastanede kucağıma ilk aldığımda sormaya başladigim bu sorunun birkaç temel cevabı var ve huzurlu ve mutlu bir bebek yetiştirmek icin de bu cevapları dikkate almak başlangıç icin yeterli. Bu ihtiyacları anlamakla gunünüz geçeceği icin, size öncelikli tavsiyem, eğer telefonunuz uygunsa aşağıdaki gibi bir uygulamayı telefonunuza yükleyin. Uykusuzluktan gunluk rutini karıştırıp takip etmekte benim gibi zorlananlar icin ideal. 



Ayrıca bebeğinizin sesindeki tınıdan neden ağladığı anlayan bir cihaz da var. Kullanmadım ama gercekten ise yariyorsa her kurusuna deger :)



1.Açlık

Yenidogan bebek neden ağlar? sorusunun, heleki sadece anne sütü ile besleniyorsa ilk ve öncelikli cevabı genelde açlık oluyor. Nerdeyse saattir bir doyursanız da anne sütü yapısı gereği cok uzun sure tok tutmuyor. Bu yüzden anne sütünüzün kalitesini arttırmak icin öğün atlamamaya, iyi beslenmeye dikkat ederek, dinlenmeye ve uykuya zaman ayirmanizda fayda var. Sütü arttırmak icin neler yaptığıma geri döneceğim. Formül mamalar da maksimum 2,5-3 saat tok tutabiliyor. O yüzden bebeğinizin yemek saatlerini iyi takip etmek neden ağladığını bulmanızı kolaylaştıracaktır.

2.Gaz 

Yenidoğanlarin sindirim sistemleri anne sütünün icerigini ya da formül mamayı sindirmek icin tam anlamıyla hazır olmadığından, ayaklarını sürekli karnına çeken bebeğinizin gaz sıkıntısını gidermesine sırtını dairesel hareketlerle sıvazlayarak, sırtının üst kısmına dogru ovalayarak yardımcı olabilirsiniz. Beslenme sonrası beşiğine ya da ana kucağına gazını çıkardıktan sonra koymanız, çıkartamadıgi gaz yüzünden rahatsız olup ağlamasını, bu yüzden uykudan uyanmasını engelleyecektir.

3.Uyku

Yenidoganlarin günlük uyku ihtiyacı 17 saat civarında. Genelde 1-1,5 saat civarında, aciktığı icin uyandığı kısa aralıklı uykularla günleri geçtiği icin, sebepsiz gibi gelen yaygaranın genelde uyutulmak icin oldugunu zamanla anlamaya başlıyor insan. Bu konuda da cok önemli bir ara hatirlatma: aman diyeyim ayakta sallamak, kucakta gezdirmek, pusetle dolaştırmak gibi seyleri bebeğinizin uyku alışkanlığına dönüştürmeyin. Nasıl uyku uyuduğunu bilmeyen bebeklerimize uykuya dalması icin uyguladığımız seyler onun daha sonra uykuya dalmak icin ihtiyacı olan seylere dönüşüyor. Karnı tok, altı temiz, gazı olmayan, kıyafetleri yüzünden bir yeri kaşınmayan, kolik olmayan, üşümeyen, terlemeyen, herhangi bir hastalığı olmayan bir bebek, inanmasanız da kendi kendine uyuyabilir. Bu saydıklarım uzun ve kontrolu zor gibi gelebilir ama rutinini bildiginiz bebeğinizin nesi oldugunu çözmek kısa bir sure sonra kolaylaşacak, endişe etmeyin.

4. Alt değiştirme ihtiyacı

Bebeğiniz sadece altı kirli olduğu için değil kullandığınız bezle rahat olmadığı, bez düzgün bağlanmadığı ya da pişik yaptığı için ağlayabilir. Ben ilk aylarda neden ağladığını kolay anlayabilmek için primanın renk değiştiren premium care bezini kullanmıştım ve rahat etmiştim. Aynı bez ekstra yumuşak olduğu için ve daha önce yazdığım gibi, ilk aylar altını değiştirirken bebek temizleme pamuğunu ıslatarak altını temizlediğim için pişik problemi veya rahatsızlık durumunu minimum yaşamıştık. Bir de erkek bebeklerde, yaz aylarında idrarın pipi ucunda kristalleşmesi yüzünden zaman zaman pamuğa zeytinyağı sürerek temizlemek acısını ve yanmayı azaltıyor.   
Ayrıca ileriki aylar için, doktorunuz da uygun görürse Desitin ve Bepanthol pişik kremlerini de kullandığımız ve memnun kaldığımız için tavsiye ederim. 
Küçük bir not, ilk aylarda bebeğiniz gece ağlayarak uyandığında kıyafetlerinin kuru olup olmadığını da tavsiye ederim. Tecrübesizlik ya da uyku sersemliği ile yanlış bağlanan bez yüzünden bebeğiniz üstü ıslandığı için ağlıyor olabilir.

5.Kıyafetler

Bebekler, her ne kadar görsel olarak bayılsak da bazı kumaşlardan ve fazla dikişli kıyafetlerden, canını yaktığı ya da kaşındırdığı için hoşlanmayabiliyor. Ayrıca fazla sıcak tutan ya da üşüyeceği kadar ince kıyafetler konusunda da dikkatli olmakta fayda var. Kendini sadece ağlayarak ifade edebildiği için, eğer yukarıdaki maddeleri elediyseniz minik yavrunuz giydirdikleriniz yüzünden ağlıyor olabilir. 

6. Diş Çıkartma 

Sürekli ağıza sokulan yumruk ve bol salya zorlu diş çıkartma sürecinizin habercisi olacak, hazır mısınız? :) Bu süreçte bolca ağlama, huysuzluk ve uykusuzluk hayatınızın bir parçası haline geliyor. Daha öncede yazdığım gibi içi su dolu, buzlukta dondurduğunuz dişlikler, kehribar diş kolyesi ve meyve-sebze filesi sizin içi kurtarıcı olacaktır ve tabi yine doktorunuzun onayı ile günce 3 kereden fazla kullanmamak kaydı ile şişmiş diş eti üzerine minicik süreceğiniz Dentinox. Kehribar diş kolyesini İBS Anne-Bebek Fuarı'nda almıştım ve %100 faydalı oldu kadar kesin konuşamasam da, salyayı ve sıkıntıları azalttığını düşünüyorum.   
    
7. Kolik

Ben bebeği kolik sancıları yaşamayan şanslı annelerdenim. Bu sıkıntıyı yaşayan bütün annelere de kolaylıklar diliyorum. Gerçekten çok zor ve yavrusunu mutlulukla kucağına almış bir anne için müthiş bir sabır sınavı. Genelde doğumdan 2-3 hafta sonra başlayıp, günün aynı saatlerinde tekrar eden ve birkaç saat süren bu sancılı ve şiddetli ağlama nöbetleri için her bebeğin farklı bir formülü var. Kolik bebeklerin kimi anne kucağında sallanarak, kimi fön makinesi ile kimi bunun için yapılmış müziklerle ve kimi de burada listelemesi çok uzun sürecek başka birçok yöntemle sakinleşebiliyor.   

Yukarıdaki maddelerin sayısı elbette çoğaltılabilir. Ancak genel olarak bu maddeleri gözden geçirerek ve sıkıntısına uygun çözümler üreterek, bebeğinizin dünyaya alışma sürecini kolaylaştırabilir ve uzun vadede gülümseyerek uyanan mutlu bir bebeğin annesi olabilirsiniz. Ancak lütfen unutmayın, bütün bunları yaparken en öncelikli ilaç, sizin sakinleştiren, güven veren ve onun yanında olduğunuzu ona anlatan yumuşak sesiniz ve onu saran kollarınız ;)